23 Ekim 2008 Perşembe

sevgiye yer kalmadı

Uzakdogu'da bir Budist tapinaginda geçmis bir olayi animsadim.Bu tapinak bilgeligin gizlerini aramak için gelenleri kabul ediyordu ve burada geçerli olan incelik,anlatmak istediklerini konusmadan açiklayabilmekti. Bir gün tapinagin kapisina bir yabanci geldi. Yabanci kapida öylece durdu ve bekledi. Burada sezgisel bulusmaya inaniliyordu, kapida tokmak ya da çan, zil türünden ses çikaran bir gereç yoktu. Bir süre sonra kapi açildi,içerdeki "bilgelik arayicisi" kapida duran yabanciya bakti. Bir selamlasmadan sonra sözsüz konusmalari basladi.

Gelen yabanci, tapinaga girmek ve burada kalmak istiyordu. Içerdeki bir süre kayboldu,sonra elinde agzina kadar suyla dolu bir kapla döndü ve kabi yabanciya uzatti. Bu "Yeni bir araciyi kabul edemeyecek kadar doluyuz" demekti.

Yabanci tapinagin bahçesine döndü,aldigi bir gül yapragini dolu kabin içindeki suyun üzerine birakti. Gül yapragi suyun üstünde yüzüyordu ve su tasmamisti.
Içerdeki Budist saygiyla egildi ve kapiyi açarak yabanciyi içeriye aldi. Suyu tasirmayan bir gül yapragina her zaman yer vardir.Bu sevgiydi ve sevgiye her zaman yer bulunurdu.

Nicedir hayatimizda sevgiye yer bulamadigimizi düsündüm. Bize sevgiyi anlatan bir olayi haber yapamiyoruz. Bize sevgiyi anlatan bir kisiyi dinlemiyoruz. Bize sevgiyi anlatan bir duyguyu görmüyoruz. Bize sevgiyi anlatan bir yazi yazmiyoruz, böyle bir yaziyi okumuyoruz.

Bir Polanya filminde Nazi dönemi anlatiliyordu.Nazi komutani güzel bir evi komutanlik merkezi yapmisti.Evin güzel sahibesi üst kata çikmisti ve az görünüyordu. Komutan bu kadina âsik oldugunu anladi ve aralarinda söyle bir konusma geçti :

- Madam, askimiz beni zayif düsürüyor.

- Hayir komutan, sevginiz sizi insan yapiyor.

Insan ruhu da doganin bir parçasidir ve doga gibi bosluk kabul etmez. Içinde sevgiyi barindiramayan insan nefretle dolar ve insanliktan uzaklasir.
Nefret etmeden birine kötülük yapamazsiniz.
Nefret etmeden birini öldüremezsiniz.
Nefreti içinde barindirmak isteyen insan önce kendisinden nefret etmek zorundadir.
Içinde nefreti yasatan insan yüregindeki sevgiyi kovmustur. Artik onu bulmasi çok zordur ve bunun agir bedelini ödeyecektir.
Sevgisizlik agir bir yüktür ve insan bundan kurtulmak için çok kötü seyler yapar.

Acimak sevgi degildir, üstünlügün kabulüdür.
Hosgörü sevgi degildir, istemedigine katlanmaktir.
Bagimlilik sevgi degildir,gereksinmenin karsilanmasidir.
Sevgi, deger vermesini bilmektir.
Sevgi,yasama hakkini kabul etmektir.
Sevgi, varolmaktan kivanç duymaktir.
Sevgi, birlikte olmaktan sevinç duymaktir.
Sevgi, esitligin duyumsanmasidir.
Sevgi, bütün yapay ayrimlarin hayattan çikarilmasidir.
Sevgi, bilinçtir.
Sevgi, insan olmaktir.

Sevgiyi hayatimizdan kovduk ve yerine parayi koyduk. Para için yasiyoruz, para için egitim görüyoruz, para için meslek ediniyoruz, para için çalisiyoruz, para için birbirimizi çigniyoruz, para için birbirimizi aldatiyoruz, para için savasiyoruz.

Sevgiyi hayatimizdan kovduk ve yerine üstün olmayi koyduk.
Üstün olmak için yasiyoruz, üstün olmak için yarisiyoruz, üstün olmak için kendimizden baskasinin asagi olmasina çalisiyoruz.
Sevgiyi hayatimizdan kovduk ve nefreti içimize çagirdik.
Birbirimizden nefret ediyoruz nefretle yasiyoruz, nefretle çalisiyoruz, nefretle dövüsüyoruz, nefretle öldürüyoruz.
Para, üstün olmak ve nefret etmek hayatimizi dolduruyor.
Hayatimiz da savaslarla, dünyayi yagmalamakla, birbirimizi bogazlamakla geçiyor.
Sevginiz olmadiktan sonra daha çok paraniz olsa, daha üstün olsaniz, daha çok topraginiz, eviniz arabaniz, maliniz olsa ne olur ?

Sevginiz yok ve hiç bir seyiniz yok.

Belki de yeniden ögrenmemiz gereken budur

Hiç yorum yok: